KARADENİZ HAKKINDA HERŞEY
  DÜZCE
 

Genel Bilgiler

Yüzölçümü: 2593 km2(göller dahil değildir)

Nüfus: 314.266 (2000)

İl Trafik No: 81

Düzce Batı Karadeniz’in tek antik kenti olarak ayakta kalan, tarihi M.Ö. 1390 - 800 yılları arasında hüküm süren Eti Medeniyeti'ne uzanan, Orhan Gazi komutanlarından Konuralp Bey tarafından 1323’de Osmanlı topraklarına katılan; günümüzde önemli idari, ekonomik ve sosyal gelişmelerle hep yükselme yolunda ve birçok alanda gelişimini sağlayacak alt yapısı mevcut; 17 Ağustos ve 12 Kasım Depremleri'nden sonra kısa sürede toparlanacak güçte olan bir ilimizdir.

Bütün Anadolu’yu büyük merkezlere bağlayan ve özellikle Ankara – İstanbul gibi iki büyük kent arasında, TEM otoyolu güzergahında Ankara ve İstanbul’a ön bahçe özelliğindedir. Başkent Ankara’ya en kısa mesafede denizi olan yerimiz Akçakoca’dır. Mavi ile yeşilin kucaklaştığı, Karadeniz sahilleri, büyük alanları kaplayan zümrüt ormanları, sayısız gölleri ve yaylaları, kaplıcaları, tarihi zenginlikleri saklayan; diğer taraftan büyük milletimizin çok zengin gelenek ve güzelliklerini sürdüren bir ilimizdir.

Yağmur ormanları olarak adlandırılan ormanları, birbirinden güzel yaylaları, tabiat harikası Samandere ve Güzeldere Şelaleleri, Efteni Kuş Cenneti, mağaraları, kaplıcaları, akarsuları ve Batı Karadeniz Bölgesi'nin ayakta kalan tek antik kenti Prusias – Konuralp Müzesi ile görülmeye değer,çok güzel bir şehrimizdir.

İLÇELER:

Düzce ilinin ilçeleri; Akçakoca, Cumayeri, Çilimli, Gökyaka, Gümüşova, Kaynaşlı ve Yığılca'dır.

Akçakoca:
Akçakoca, Karadeniz Bölgesi, Batı Karadeniz Bölümü'nün en batısındadır.

İç Anadolu’nun denize açılan en yakın penceresi konumunda, yeşil ve mavinin kaynaştığı şirin bir tatil beldesidir. Yöre insanı fındıkçılık, balıkçılık ve turizm ile geçinir. Ankara ve İstanbul metropolleri arasında yer alır. Yöre tarihi ve doğal güzelliklerine alabildiğine sahip çıkmış, sıcak misafirperverliği, her mevsim bulunan tatlı su ve deniz balığı ve alabalık üretimi ve tesisleriyle, yaylalarında doğal yetişen canlı alabalığıyla, fındığı, meyvesi, dağ çileği, meşhur kestane balı, özellikle kemik hastalıklarına iyi gelen şifalı kumsalları, denizi ve folklorik özellikleriyle her bütçeye uygun bir dinlence ve eğlenceyi birlikte sunar.

Bilinen tarihi M.Ö. 1112’ye dayanan Akçakoca; tarih içinde Diapolis, Akçaşar, Akçaşehir isimlerini almış; 1934 yılında bölgenin fatihi olarak bilinen Osmanlı komutanı Akçakoca Bey'in ismiyle anılmaya başlamıştır. En yeşil, en mavi, en farklı, en lezzetli, en ucuz, en keşfedilmemiş şehrimizde, en sıcak bir şekilde misafir edilmeniz için hepinizi Düzce ve Akçakoca’yı keşfetmeye davet ediyoruz.

Gölyaka: Gölyaka ilçesi Batı Karadeniz Bölgesi, batı sınırları içerisinde Düzce İli'nin en batı ucunda yer almaktadır. Gölyaka su kaynakları, yaylaları ve ormanlarıyla bir çekim merkezi olarak kendisini göstermektedir.

Cumayeri: Düzce’nin kuzeybatısında yer alan Cumayeri İlçesi Aralık 1999’da Düzce’nin il olmasıyla birlikte bu ile bağlanmıştır.

Çilimli: Çilimli Batı Karadeniz Bölgesi'nde yer almakta olup, doğusunda ve güneyinde Düzce İli, batısında Cumayeri İlçesi ve kuzeyinde Akçakoca İlçesi bulunmaktadır.Özellikle kış aylarında Düzce Ovası’nda görülen sis tabakasına Çilimli ve civarında rastlanılmamaktadır, bu nedenle yerleşim alanı olarak ideal bir konumdadır.

Gümüşova: İlçe Düzce İline 18 km. mesafede olup Düzce Ovası'nın bitişiğindedir. Avlanmanın serbest olduğu dönemlerde ilçeden geçen Melen Çayı’nda balık avcılığı yapılmaktadır. İlçe fındık, çay, kayın ve ceviz gibi Karadeniz iklimine has bitki dokusuna sahiptir.

Kaynaşlı: Kaynaşlı, İstanbul-Ankara yolu üzerinde, Düzce Ovası’yla birleştiği boğazda kurulmuştur.

12 Kasım 1999’da meydana gelen Düzce depreminde Kaynaşlı yerle bir olmuştur. Uzun fay kırıklarının ve çatlaklarının oluştuğu ilçede 313 kişi hayatını kaybetmiş, 544 kişide yaralanmıştır.12 Kasım depreminde Kuzey Anadolu fayı kırığı Kaynaşlı’da son bulmuştur. Fayın ucunda bulunan Kaynaşlı bu nedenle 12 Kasım depreminden en fazla etkilenen yerleşim yeridir. Şehirde bulunan binaların %90’ından fazlası hasar almıştır.

Yığılca: Batıdan Düzce ili ve Akçakoca ilçesi, güneyden Kaynaşlı İlçesi ve Bolu İli, kuzeyden Zonguldak İlinin Alaplı İlçesi, doğudan Bolu İlinin Mengen İlçesi ile çevrili bulunmaktadır.

Coğrafya


Batı Karadeniz Bölgesinde Ankara - İstanbul arasında ( D-100 ) Karayolu ve TEM otoyolu kenarında etrafı ormanlık dağlarla çevrili; yaklaşık 140 rakımlı bir ova üzerine kurulu, bütün Anadolu’yu büyük merkezlere bağlayan; Akçakoca deniz yolu ve kuzeyden Büyük Melen Nehri yolu ile Karadeniz’e açılan; Konuralp ile Batı Karadeniz’in tek antik kenti olarak; doğal ve kültürel güzelliklere sahip; doğu ve güneyde Bolu, batıda Sakarya, kuzeyde Zonguldak ve Karadeniz ile çevrilidir. Kuzeyde Karadeniz’e uzaklığı 30 kilometredir.

Düzce, adından da anlaşıldığı gibi düz bir ova üzerine kurulmuş birinci sınıf tarım arazisine sahiptir. Yüzölçümü yaklaşık 2593 km.’dir.

Düzce Abant, Kartalkaya, Yedigöller, Akçakoca, Kardüz Yaylası, Efteni Gölü ve Kuş cenneti, Güzeldere ve Samandere Şelaleleri, mağaraları, göletleri, yaylaları, ve Aaabalık üretim tesisleri; Bolu Dağı güzellikleriyle, Hasanlar Barajı, Büyük Melen, Küçük Melen Nehirleri, Uğur ve Asar Suyu dereleriyle, doğal ve bakir ormanlarıyla adeta bir cennettir.Gölyaka, Efteni Kuş Cenneti'nde 150 – 200 çeşit kuş bulunmaktadır.

Bitki örtüsü olarak oldukça zengindir ve yeşilin her tonu vardır. Ovada kavak, fındık ve çeşitli meyve ağaçları olmak üzere, yüksek kesimlerde kayın, meşe, köknar, kızılağaç, çam ağaçlarının bulunduğu zengin orman alanlarına sahiptir. Ayrıca dik meyilli ve yüksek olan yerlerde zamanla açılmış fındık bahçeleri geniş yer teşkil etmektedir.

İklim olarak Karadeniz ve Balkanlardan gelen hava akımlarının etkisi altında kalmasından dolayı tam bir Karadeniz iklimi hüküm sürmektedir. Bol yağışlı ve rutubetli bir iklime sahiptir.

İl nüfusu; 1997 yılında yapılan nüfus sayımı sonuçlarına göre 296.603 iken, şu anda 314.266 olmuştur. 17 Ağustos ve 12 Kasım Depremleri Düzce merkezinde ağır hasarlara neden olmuş ve 980 kişi ölmüştür.


Barajlar

Hasanlar Barajı:
Küçük Melen Çayı üzerinde kurulmuş olan 425 hektarlık bir baraj gölüdür. Özellikle mevsimlere göre değişen doğal güzelliği ile etkilidir. Yığılca ilçemizin yolundan ulaşmak mümkündür. Tatlı su balıkları olması sebebiyle olta balıkçılığına ve etrafındaki orman içi,treeking alanına uygun olup Düzce’ye 25 km. uzaklıktadır. Ulaşımı rahattır. Ayrıca İstanbul’dan gelenler için Yedi Göller'e en kısa mesafede Düzce-Hasanlar Barajı- Yığılca güzergahından ulaşılabilir. Doğal güzellikler içinde, her türlü balık çeşidinin bulunduğu yeme-içme tesisleri mevcuttur. Her yıl geleneksel olarak Yığılca Hasanlar Barajı Yelken Yarışması yapılmaktadır.
 

Büyük Melen ve Küçük Melen :
Bolu Dağları'ndan çıkan Küçük Melen,Yığılca istikametinden gelerek Hasanlar Baraj Gölünü oluşturur. Efteni Gölü civarında, Asar Suyu, Uğur Suyu, Aksu ve dağlardan gelen diğer küçük derelerle birleşir, Düzce Ovasını geçer ve Efteni Gölü civarında Büyük Melen’i oluştururlar. Düzce Havzası'nın Karadeniz’e boşalmasını sağlayan bu akarsuyun çevresindeki doğal güzellik, yeşillik,piknik ve mesire yerleri oluşturmaktadır. Denize döküldüğü Melen Ağzı plaj olarak kullanılmaktadır. Deniz sığdır, temiz ve ince kuma sahiptir.Büyük Meleni'n geçtiği Cumayeri İlçesi Dokuzdeğirmen mevkiinden Melen ağzına 12 km’lik dere bölümü raftinge elverişlidir ve bölgede altyapı mevcuttur. D-100 Karayoluna sadece

Tarihçe

Düzce’nin bilinen tarihi M.Ö. 1390 yıllarına kadar gitmektedir. Yöre, birçok kavimin ve devletin istilasına maruz kalmıştır. Çevrede Frig, Lidya, Pers, Roma, Bizans, Selçuk ve Osmanlı uygarlıklarının izlerini görmek mümkündür. Yörenin Osmanlı hakimiyetine geçişi Orhan Gazi’nin komutanlarından Konuralp Bey'in 1323 yılında Bizans tekfurları ile yaptığı savaş neticesinde gerçekleşmiştir.Bu yörenin adı komutan Konuralp'e izafeten verilmiş ve günümüze kadar bu şekilde ulaşmıştır. Düzce’ye bağlı Konuralp beldesinde yer alan antik şehrin tarihi, Milattan Önce 3.y.y. kadar dayanıyor.

Geyve, Alp Suyu, Karaceebüş hisarlarını fetheden Konuralp, Akçakoca ve Abdurrahman Gaziler, Bizans devrinde Regio Torsia adı verilen Akova’ya akınlara başladılar. Konuralp Bey, Bolu topraklarına karşı bir sefer düzenlemiş Düzpazar’ı ele geçirdikten sonra da, şimdi hala yeri belirlenemeyen Uzunca-Bel’de Bizanslılarla iki gün vuruşmamış, beklemiş ve arkasından kesin darbeyi vurmuştur. Osman Gazi, Düzce Pazarı ( ovasını) ve Bizans Prusias’ını, Konuralp’e verdi. 14.y.y. ilk çeyreğinden itibaren bu bölge Konuralp ilçesi ve kısaca “ Konrapa “ diye anılır.

Düzce, Osman Gazi’nin mahiyetinde 1869 yılına kadar Kastamonu Vilayeti Bolu Mutasarrıflığı Göynük Kasabası'na bağlı bir nahiye iken, 1870 yılında Bolu Sancağı'na bağlı bir kaza haline gelmiştir.

17 Ağustos 1999 ve 12 Kasım 1999 depremlerini yaşayan Düzce 1’i yeni 6’sı eski ilçe dahil edilerek 09 Aralık 1999 tarih ve 23091 Sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Resmi Gazetede yayınlanan “ Bir İl ve iki ilçe kurulması ve 190 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki Cetvellerde Değişiklik Yapılması Hakkında 584 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname” ile il statüsüne kavuşmuştur.

Düzce’nin tarihini dört zaman dahilinde anlatabiliriz:

1- Bitinyalılar Devri:
Bu zamanda Düzce hemen hemen ortada yoktu. Ancak Prusias ( Üskübü ) mevcuttur. Düzce ise düz ve geniş bir ova,hatta bataklık halinde Bitinyalıların oturdukları yerlerin doğusunda kalıyordu.

2- Roma ve Bizans Devri:
Prusias( Üskübü ) ile birlikte Düzce Ovası'nda en iptidai bir halde iken Bitiuyoji Nikomed Romalılara vasiyet ederek ölüyor. III. Nikomedin oğlu Filmostan’dan sonra Bitinya tamamen Romalıların idaresi altında bir müddet kalıyor. Düzce’nin bu zamanki hali birinci devreye nazaran biraz gelişmeye başlamıştır. Bitinyalılar devrinde bataklık halinde bulunan Düzce Ovası Romalılar zamanında ıslah edilmek suretiyle ziraat için daha elverişli bir hale gelmiş ve yavaş yavaş iskan edilmeye başlanmıştır. Romalılardan sonra bu havali Bizanslıların hakimiyetine geçmiş ve Düzce’nin gelişmesi, parlaması bu devrenin son zamanlarına rastlamıştır.

3- Osmanlılar Devri:
Osmanlı İmparatorluğu zamanında Orhan Gazi'nin komutanlarından Konuralp, 1323 tarihinde burayı Bizanslıların hakimiyetinden kurtararak imparatorluk topraklarına katmıştır. Düzce’nin Konsopa adını alması bu devrededir. O zaman ilk ilçe merkezi Gümüşabadı, daha sonraki ilçe merkezi Üskübü olmuştur. Düzce bu dönemde ticareti ve arazisi bakımından Üskübü’yü ve ilk ilçe merkezi olan Gümüşabadı’yı gölgede bırakacak şekilde gelişmiş ve 1871 yılında ilçe merkezi Düzce’ye nakledilmiştir.

4- Cumhuriyet Devri:
Bu devirde her yerde olduğu gibi, büyük bir gelişme gösteren Düzce Türkiye’nin çok işlek ve zengin bir ilçesi oldu. D –100 ve TEM Otobanının geçmesi ile ulusal ve uluslararası boyutta gündeme geldi. 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremlerinden sonra kısa sürede yeniden kalkınabilmesi için; 09.12.1999 tarih ve 23901 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 190 sayılı K.H.K ile Türkiye'nin 81. ili olmuştur.

Akçakoca

Akçakoca, Karadeniz Bölgesi’nin Batı Karadeniz Bölümü’nün en batısında yer alan ve güneyden Düzce İli’nin Yığılca ve Cumayeri İlçeleri Kuzeyden Karadeniz ile çevrilidir. İlçenin yüzölçümü 463 kilometrekaredir.

Roma ve Bizans dönemlerinde DİAPOLİS adıyla önemli bir liman ve ticaret merkezi olarak tanınan ve 13. asırda Cenevizlilerin eline geçen bölge, Osmanlı Beyliği döneminde 1323 yılında Orhan Gazi’nin Lalası ve Akıncı Beylerden AKÇAKOCA BEY tarafından fethedilerek Türklerin eline geçmiş ve günümüze kadar kesintisiz Türk Egemenliği altında kalmıştır.

İlçenin 35 km uzunluğundaki kıyı şeridinde yer alan geniş ve kaliteli kumsalı, berrak ve temiz denizi, Ceneviz Kalesi, Fakıllı Mağarası ve hepsinden önemlisi halkının candan ve sıcak oluşu şehri aranan merkez haline getirmektedir.

İlçede ev pansiyonculuğunda yatak kapasitesi 1.500 civarındadır. Kampinglerde çadır, karavan, motor karavanlarıyla gelenlere yönelik 2.000 kişilik konaklama kapasitesi bulunmaktadır.

Akçakoca’da 608’i Turizm Bakanlığı’ndan işletme belgeli, 400' ü turizm yatırım belgeli,385 'i belediye belgeli, toplam 1.393 resmi yatak kapasitesi bulunmaktadır. Özel sektöre ait 5 yıldızlı 300 yatak kapasiteli Ceneviz Otel,139 yatak kapasiteli 4 yıldızlı Akçakoca Otel, 130 yatak kapasiteli 3 yıldızlı Diapolis Otel, 3 yıldızlı 100 yatak kapasiteli Altınkum Otel, 80 yatak kapasiteli 2 yıldızlı Taşlı Otel , 76 yatak kapasiteli 2 yıldızlı Konsopa Otel, 60 yatak kapasiteli Yılmaz Otel ve 30 yatak kapasiteli Mesen Otel bulunmaktadır.

Cumayeri

Düzce’nin kuzeybatısında yer alan Cumayeri ilçesi batıda Sakarya ili, Kuzeyde Akçakoca ilçesi, doğuda Çilimli ilçesi ve güneyde Gümüşova ilçesiyle komşudur. Cumayeri’nin yüzölçümü 10.011 hektardır. İlçe Batı Karadeniz dağlarının sahile paralel olarak uzanan şeridin hududunu teşkil etmektedir.

Cumayeri 1987 yılında Gümüşova beldesiyle birlikte birleşerek Cumaova adı altında ilçe olmuştur. Cumayeri, 1993 tarihinde Gümüşova’dan ayrılmış ve müstakil bir ilçe olmuştur. Cumayeri, Aralık 1999’da Düzce’nin il olmasıyla birlikte Düzce’ye bağlanmıştır.

İlçede yıllık fındık üretimi ortalama 8.5000 tondur. Bunun yanında nispeten düz olan arazide mısır, tütün, buğday ve şekerpancarı üretimi yapılmaktadır.

İlçede hayvancılık ta önemli bir yere sahip olmakla birlikte istenilen düzeye ulaşamamıştır.

Çilimli

Çilimli Batı Karadeniz Bölgesinde yer almakta olup, doğusunda ve güneyinde Düzce ili, batısında Cumayeri ilçesi ve kuzeyinde Akçakoca ilçesi bulunmaktadır.

Osman Gazi’den sonra yerine geçen oğlu Orhan Gazi’nin Komutanlarından Konuralp Bey, Bizans tekfurları ile yaptığı savaşlar sonunda Konuralp ve çevresindeki Çilimli’yi Türk Hakimiyeti altına almıştır. Osmanlı Bizans döneminde Gümüşova’da çıkarılan madenlerin işlendiği ve zamanın darphanesi olduğu adının da buradan geldiği, “Çil’mi” sözcüğünün zamanla “Çilimli” olarak değişikliğe uğradığı halk arasında yaygın olarak söylenmektedir.

Çilimli 1990'da ilçe olmuş, Aralık 1999 tarihinde de Düzce’nin il olması nedeniyle Düzce’ye bağlanmıştır.

İlçenin ekonomisi genelde tarıma dayalıdır. Yörede başlıca fındık, mısır, tütün, şeker pancarı ve diğer sebze çeşitleri ile çeltik üretilmektedir.

İlçede özel sektöre ait fındık kırma fabrikaları bulunmaktadır. Bunun yanında Kelebek Mobilya ve Dekorasyon Tesisleri de ilçede faaliyet göstermektedir.

Gölkaya

Gölyaka ilçesi Batı Karadeniz Bölgesi, batı sınırları içerisinde Düzce İlinin en batı ucunda yer almaktadır. Gölyaka’yı içine alan toprakların ilk sahipleri Proto Hititler’dir.

İlçe, kuzeyde ve güneyde bulunan Bolu ve Köroğlu Dağlarının uzantısı olan sıra dağlar arasında yer almaktadır. Gölyaka su kaynakları bakımından Düzce’nin en zengin ilçelerinden biridir. İlçede şu göller bulunur: Efteni Gölü, Kara Göl, Sarı Göl, Cılbız Kuyusu, Gölcük, Kuru Göl ve Katır Gölü.

Gölyaka yaylaları açısından da zengindir. Pürenli, Kardüz, Yanık, Unluk ve Kızık Yaylaları en başta gelen yaylalarıdır. Bu yaylalar yayla turizmi açısından gelecek vaad etmektedir. Özellikle de Kardüz Yaylası kış sporları ve turizmi için geleceğin merkezleri arasında gösterilmektedir.

Melen Irmağı ve Aksu Çayı da Gölyaka’nın ırmaklarından en başta gelenleridir. Bu ırmaklarda balıkçılık sporu yapılmaktadır. Gölyaka bütün bu güzelliklerinin yanı sıra ormanlarıyla da doğanın tüm güzelliğini sergiler. Başlıca ormanları şunlardır. Karamahmut, Keltepe, Güney, Çamlık, Koruluk, Büyük ve Küçük Balkaya, Karadağ, Mercantepe, Emeksiz, Konaş Sağlamsu, Unluk ve Baltepe.

Gölyaka 17 Ağustos Körfez depreminde en fazla hasar gören yerlerden biri olmuştur. 12 Kasım Düzce depreminde de ilçe büyük hasar görmüştür. Her iki depremde de toplam 106 kişi hayatını kaybetmiş ve 317 kişi yaralanmıştır. Depremlerin ardından Aralık 1999’da Düzce’nin il olması nedeniyle Gölyaka, Düzce’ye bağlanmıştır.

Gümüşova

İlçe Düzce iline 18 km. mesafede olup Düzce ovasının bitişiğindedir. Düzce’nin güneybatısında yer almaktadır. Gümüşova ilçesinin yüzölçümü 9.000 hektar, rakımı ise 128’dir. Bölge bitki örtüsü bakımından zengindir. Avlanmanın serbest olduğu dönemlerde ilçeden geçen Melen Çayı’nda balık avcılığı yapılmaktadır. İlçe fındık, çay, kayın ve ceviz gibi Karadeniz iklimine has bitki dokusuna sahiptir.

Gümüşova ilçesi 1321 yılında Osman Bey’in silah arkadaşı Konuralp Gazi tarafından Düzce ve Üskübü ile birlikte fethedilmiştir. 1987 yılında Cumayeri ile birleşerek Cumaova ilçesi adını almıştır. 1993 tarihinde Cumayeri’nden ayrılarak Gümüşova adı altında yeni ve müstakil bir ilçe haline gelmiştir. Gümüşova, Aralık 1999 tarihinde Düzce’nin il olması dolayısıyla Düzce’ye bağlandı.

İlçe halkının büyük çoğunluğu çiftçidir. Halkın geçim kaynağı başta fındık olmak üzere sırayla mısır, buğday ve pancar izlemektedir. İlçede fındık ürünün kırımının yapıldığı ve işlendiği 4 adet fındık fabrikası mevcuttur. İlçede hayvancılık ile uğraşan çiftçi sayısı oldukça azdır. 4 adet fındık fabrikası, 1 adet ambalaj fabrikası ve 2 adet de tekstil ürünlerini işleyen tesis bulunmaktadır. Bunların bir tanesi entegre fındık fabrikasıdır.

Kaynaşlı

Kaynaşlı, İstanbul-Ankara yolu üzerinde, Bolu Dağı’nın Düzce Ovası’yla birleştiği boğazda kurulmuştur. İlçe doğu ve güneyden Bolu İli, batıdan Düzce İli ve kuzeyden Yığılca İlçesiyle komşudur. Kaynaşlı Düzce’nin bir bucağı iken Aralık 1999 tarihinde Düzce’nin il olması hakkındaki kararnameyle birlikte ilçe yapılmış ve Düzce’ye bağlanmıştır.

12 Kasım 1999’da meydana gelen Düzce depreminde Kaynaşlı yerle bir olmuştur. Uzun fay kırıklarının ve çatlaklarının oluştuğu ilçede 313 kişi hayatını kaybetmiş, 544 kişide yaralanmıştır. Şehirde bulunan binaların %90’ından fazlası hasar almıştır.

Kaynaşlı ekonomisi büyük ölçüde sanayiye dayalıdır. Bunun yanında nakliyecilik ve yıllık ortalama 50.000 tonu bulan fındık üretimi de ilçe ekonomisinde önde gelen sektörler olmaktadır. Buğday ve mısır üretimi de ilçede oldukça yaygındır. İlçe ekonomisinde hayvancılık ve balıkçılık da önemli bir yer tutmaktadır. Ancak depremde şehirde bulunan balık çiftlikleri ve ahırlar yıkılmıştır.

İlçe sınırları içinde toplam 12 adet dinlenme tesisi mevcuttur. Bu tesisler D-100 karayolu üzerinde olup günde ortalama 30.000-40.000 kişiye hizmet vermektedirler. Buralarda yaklaşık 1.500 kişi istihdam edilmektedir. Bu bakımdan dinlenme tesislerinin şehir ekonomisi içinde önemli bir yeri vardır.

Yığılca

Yığılca, batıdan Düzce İli ve Akçakoca İlçesi, güneyden Kaynaşlı İlçesi ve Bolu İli ile çevrilidir..

Düzce’nin Yığılca İlçesi, Düzce ve komşu ilçe Akçakoca ile birlikte 1321-1323 yılları arasında Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Yörede Orhan ismini taşıyan bir dağ, bir camii ayrıca Redifler isminde bir köyün varlığı bu tahmini doğrulamaktadır. Çünkü Orhan Gazi’nin küçük ordu kuvvetlerine 'redif' isminin verildiği bilinmektedir. Aralık 1999 tarihinde Düzce’nin il olması dolayısıyla Yığılca, Düzce’nin ilçesi olmuştur.

İlçenin iklimi Batı Karadeniz iklimini andıran ılıman bir iklimdir. Yığılca İlçesi, Düzce Ovası’nı sulayan Hasanlar Barajı Gölü’ne dökülen Melendere Çayı’nın yukarı havzasında yer alır. Bu biçimi ile uzun bir “U” görünümünde olan havza oldukça dağlık ve sarptır. Havzayı çevreleyen belli başlı tepeler: Yaylacık Tepe, Köybaşı Tepe , Kızıltepe, Sarıkaya Tepe, Bacaklıyayla , Aktaş Sırtları, Kiriş Tepe, Geymen Tepe , İğnekiriş Tepe ve Kırıksapağı Tepe'dir.

İlçe akarsu yönünden oldukça zengindir. Doğudan batıya doğru uzanan Melen Çayı, kuzeyden ve güneyden zengin derelerle beslenir. Önemli dereler : Kara Dere, Aksu Deresi, İncirli Deresi, Hacı Deresi, Mahya Deresi, Karakaş Deresi, Naşlar Deresi ve İğneler Deresi’dir. İlçe sınırları içinde Hasanlar Barajı da yer alır. Yığılca’da buğday, arpa, mısır, çavdar ve fındık başlıca tarım ürünleridir.

KAYNAK:www.duzcekultur.gov.tr

 
 
  Bugün 3 ziyaretçi (8 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol